Kadın Girişimci Olarak Ne Yapabilirim? Psikolojik Bir Mercekten Bakış
Bir psikolog olarak insan davranışlarını çözümlemeye çalışırken, her bireyin dünyasına ait benzersiz izler bırakan hislerin, düşüncelerin ve davranışların peşinden giderim. Ancak, özellikle kadın girişimcilerle ilgili düşünürken, bir yandan toplumsal beklentilerin, diğer yandan içsel güçlerin nasıl bir etkileşimde olduğunu görmek oldukça ilginç. Kadınların girişimcilik yolculuklarında karşılaştıkları zorluklar, aslında hem bireysel hem de sosyal bir mücadelenin parçasıdır. Bu yazıda, kadın girişimci olma yolundaki psikolojik engelleri, motivasyonları ve potansiyeli analiz ederek, girişimcilik dünyasına adım atacak olanlara bir rehber sunmayı amaçlıyorum.
1. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Kadın Girişimcilerin Zihinsel Engelleri
Bilişsel psikoloji, düşüncelerimizin, inançlarımızın ve zihinsel süreçlerimizin nasıl şekillendiğini inceler. Kadın girişimciler açısından bu, çoğu zaman toplumun kendilerine yüklediği ‘başarısızlık korkusu’ gibi bilişsel engellerle yüzleşmeyi içerir. Kadınlar, girişimcilik yapma kararını verirken, toplumsal normlar ve beklentilerle iç içe geçmiş bir zihin haritasına sahiptir. Erkeklerle kıyaslandıklarında, kadınlar başarılarının sürekli olarak sorgulanacağı, aşılması gereken bir set gibi görürler.
Örneğin, kadınlar çoğunlukla daha fazla mükemmeliyetçilik eğilimindedirler. Başarılarını belki de ‘tam anlamıyla yeterli’ hissetmeden kutlamazlar. Bir kadın girişimci, zihinsel engelleri aşabilmek için kendisine olan güvenini ve özgüvenini artırarak düşüncelerini yeniden şekillendirmelidir. Bu noktada, kadın girişimcinin zihinsel modelinde yer alan “yeterlilik” algısını değiştirmesi büyük önem taşır.
2. Duygusal Psikoloji Perspektifi: Kadın Girişimcinin İçsel Gücü
Kadın girişimciliği sadece rasyonel bir düşünce ve strateji meselesi değil, aynı zamanda derin bir duygusal deneyim sürecidir. Duygusal psikoloji, bir kadının girişimci olma sürecindeki içsel dinamiklerini anlamamıza yardımcı olur. Kadınların iş dünyasında karşılaştığı zorluklar yalnızca dışarıdan gelen engeller değil, içsel bir duygusal savaşın da yansımasıdır.
Kendine güven duygusu, başarıya giden yolun en önemli taşlarından biridir. Kadın girişimciler genellikle başarısızlık korkusuyla mücadele ederler; çünkü çevrelerinden gelen eleştiriler, çok çalışsalar bile yeterince iyi olmadıkları hissini uyandırabilir. Ancak duygusal psikolojideki temel anlayış, duyguların doğrudan eylemleri şekillendirmesi gerektiğidir. Kadın girişimcinin içsel cesaretini artırabilmesi, duygusal dengeyi kurabilmesiyle mümkündür. Kendini özgür hissetmek, korkulardan arınmak ve duygusal zekayı geliştirerek daha sağlıklı kararlar almak, girişimcilik yolculuğunun en temel adımlarındandır.
3. Sosyal Psikoloji Perspektifi: Kadın Girişimcinin Sosyal Çevresi ve Toplumsal Engeller
Sosyal psikoloji, bireylerin toplum içindeki davranışlarını ve toplumsal normlardan nasıl etkilendiklerini inceler. Kadın girişimcilerin karşılaştığı toplumsal engeller, sıkça göz ardı edilen ancak son derece önemli bir alandır. Toplumda hâlâ, iş dünyasında daha fazla yer alması beklenenin erkekler olduğuna dair derin bir inanç hakimdir. Bu da kadınları hem iş kurma sürecinde hem de mevcut işlerini büyütme noktasında daha fazla zorlukla karşı karşıya bırakır.
Bir kadının, toplumsal normlara meydan okurken yaşadığı yalnızlık duygusu veya dışlanmışlık hissi, girişimcilik yolunda karşılaştığı engellerin başında gelir. Kadınların iş dünyasında daha az yer almasının sebeplerinden biri de, sürekli olarak denetim altında tutulma korkusudur. Ancak kadınlar, güçlü bir sosyal destek ağı kurarak ve toplumsal engelleri aşma cesareti göstererek, girişimcilik yolculuklarında önemli adımlar atabilirler. Ailelerinden, arkadaşlarından veya mentörlerinden aldıkları destek, kadın girişimcinin daha başarılı ve sürdürülebilir bir iş dünyası kurmasına olanak tanır.
4. Kadın Girişimcinin Potansiyeli: Duygusal Zeka ve Dayanıklılık
Sonuç olarak, kadın girişimciler için başarı, yalnızca dışsal faktörlere değil, aynı zamanda içsel bir güç alanına da bağlıdır. Kadınlar, duygusal zekalarını kullanarak zorlayıcı koşullarda bile kendi içsel kaynaklarını harekete geçirebilirler. İçsel motivasyon, girişimcilik yolunda önemli bir itici güçtür. Bilişsel engelleri aşmak, duygusal zekayı geliştirmek ve sosyal destek almak, kadın girişimcinin potansiyelini ortaya çıkarmada en kritik unsurlardır.
Her kadın, kendi işini kurma yolunda karşılaştığı zorluklarla başa çıkacak içsel güce ve dayanıklılığa sahiptir. Girişimcilik, bireysel bir yolculuk olsa da, bu yolculuğun her aşamasında, kadınların toplumsal ve içsel engelleri aşarak daha güçlü bir geleceğe adım atması mümkündür.